
Yaklaşık 6 ay önceydi.
Kontrol için çok sevdiği birkaç insandan biri olan eşim Hacer Hanımın doktora giderken kendisine eşlik etmesini istemişti.
Ve ertesi sabah erken saatlerde kontrol amaçlı doktora gitmişlerdi.
Öğleden sonra eşimden aldığım acı bir telefonda:
Ağlayarak “Harun Zehra ölüyor!
Ne yazık ki Zehra’nın en fazla 6 ay ömrü kalmış…
Şimdi konuşamıyorum…
Gelişmeleri gelince anlatırım.”
Haberinin ardından o gün bu gün bütün ailemiz ve dostları olarak ağlaşmaktayız…
Evet, Zehra kanser hastasıydı ve bu vahim durum son evrede fark edilmişti.
Ve malum hastalık maalesef Akciğerinden beynine sıçramıştı.
0n yıl kadar birlikte çalışmıştık; Türk Telekom Eğitim Merkezinde.
Sesini en düşük desibelde kullanmış.
Daha çok tebessümle mutluluğunu ifade eder, , arada bir kahkaha atacak kadar da öz güvene sahip, güçlü bir karakterdi Zehra.
Dostları tarafından güvenilen,
Dert ortağı ve iyi bir sırdaş olan,
akıl ve mantık sahibiydi…
Ancak kendi özelini asla bulunamayan bir karakutu gibi saklayan, paylaşmayan.
Bol bol kanser dolu sigarasını içen, içe dönük bir sükunet timsaliydi Zehra.
Tahminler miktarınca 5 buçuk ay yaşayabilen bu güzel insan.
Gün gün hayattan göçmekte olduğunu fark ederek,
etrafıyla vedalaşmalara başlamıştı.
Son nefesini verene kadar vakur ve metanetli halini sürdüren can kardeşimizin yokluğu, ailesinin olduğu kadar biz dostlarının da derin acılar yaşamasına vesile olmuştur.
O Karadenizin, Trabzon sevdalısı,
Trabzonspor sevdalısı mert ve onurlu kızıydı.
Eşine, çocuklarına ve tüm sevenlerine sabır, kendisine Allahtan merhamet ve rahmet ve cennetler dilerim…
Trabzon’da Bostancı’da ebediyete göçse de kalbimizde sonsuza kadar yaşayacaktır…
Ruhun şad olsun sevgili Zehra bacım…
Kontrol için çok sevdiği birkaç insandan biri olan eşim Hacer Hanımın doktora giderken kendisine eşlik etmesini istemişti.
Ve ertesi sabah erken saatlerde kontrol amaçlı doktora gitmişlerdi.
Öğleden sonra eşimden aldığım acı bir telefonda:
Ağlayarak “Harun Zehra ölüyor!
Ne yazık ki Zehra’nın en fazla 6 ay ömrü kalmış…
Şimdi konuşamıyorum…
Gelişmeleri gelince anlatırım.”
Haberinin ardından o gün bu gün bütün ailemiz ve dostları olarak ağlaşmaktayız…
Evet, Zehra kanser hastasıydı ve bu vahim durum son evrede fark edilmişti.
Ve malum hastalık maalesef Akciğerinden beynine sıçramıştı.
0n yıl kadar birlikte çalışmıştık; Türk Telekom Eğitim Merkezinde.
Sesini en düşük desibelde kullanmış.
Daha çok tebessümle mutluluğunu ifade eder, , arada bir kahkaha atacak kadar da öz güvene sahip, güçlü bir karakterdi Zehra.
Dostları tarafından güvenilen,
Dert ortağı ve iyi bir sırdaş olan,
akıl ve mantık sahibiydi…
Ancak kendi özelini asla bulunamayan bir karakutu gibi saklayan, paylaşmayan.
Bol bol kanser dolu sigarasını içen, içe dönük bir sükunet timsaliydi Zehra.
Tahminler miktarınca 5 buçuk ay yaşayabilen bu güzel insan.
Gün gün hayattan göçmekte olduğunu fark ederek,
etrafıyla vedalaşmalara başlamıştı.
Son nefesini verene kadar vakur ve metanetli halini sürdüren can kardeşimizin yokluğu, ailesinin olduğu kadar biz dostlarının da derin acılar yaşamasına vesile olmuştur.
O Karadenizin, Trabzon sevdalısı,
Trabzonspor sevdalısı mert ve onurlu kızıydı.
Eşine, çocuklarına ve tüm sevenlerine sabır, kendisine Allahtan merhamet ve rahmet ve cennetler dilerim…
Trabzon’da Bostancı’da ebediyete göçse de kalbimizde sonsuza kadar yaşayacaktır…
Ruhun şad olsun sevgili Zehra bacım…