makale
Tarih: 08.01.2011
Seçimler yaklaşıyor, TBMM kendisini yenilemeye hazırlanıyor.
Muhtemeldir ki Türk Demokrasisinin şampiyonluğa oynayan partileri:
Başta yine AKP,
sonra CHP,
onunda ardından yine MHP olacaktır.
Ve bir de alengirli yollardan meclise gelecek BDP.
Öteki partiler ise, maalesef yine yüksek seçim barajında telef olacaklardır.
Bu barajı aşamayan partilere oy veren seçmen oranı iktidar partisinin aldığı oylara yakın olmasına karşın, bırakın iktidar olmayı meclise bir milletvekili dahi sokamayacaklardır.
Bu durum istikrar için gerekli olsa da, demokrasimiz adına bir handikaptır.
Tuvaletlerimiz dahil her şeyimizi AB ye uydurmakta olduğumuz bu günlerde demokrasimizin de ayni standartlara çıkartılması konusunda memleketimizin büyük demokratları (!) küçük bir revizyona dahi gerek görmemektedirler.
Evet, seçimler yaklaşıyor.
Partiler yavaş yavaş seçim hazırlarına başlıyor.
Yarın iktidar seçim meydanlarında halka verdiği hizmetleri sıralayacakken,
muhalefet; iktidarın zaaflarını, vatandaşın umut ve sorunlarını göz önüne alarak seçim propagandalarını sürdürecektir.
Bu arada partililer, partilerinde öne çıkabilme, vekil olabilme girişimlerinde bulunmaya çoktan başladılar bile.
Ancak halkın umudu olabilecek yeni bir parti görünürlerde yok gibi.
CHP yüzde otuzlar düzeyini kendisi için yeterli görürken, iktidar umudunu diğer sağ partilerin AKP’yi kemirmesinde görmektedir.
Yani Fenerbahçe futbol kulübünün bu yıl şampiyon olabilmesi için, Trabzonspor’un puan kaybetmesini beklemesi gibi…
Ama sporda olası bu durum siyasette ne kadar mümkündür acaba?
MHP ise, esas yarayı referandumda aldı. Ve hala abandone vaziyetinden çıkabilmiş değil gibi… Bu nedenle MHP 2011 seçim sürecinde barajı geçebilme savaşı vermeye çalışacaktır.
Numan Kurtulmuş’un kurduğu HASPARTİ’nin bir sürpriz yapması beklense de, yine de barajı geçmesi asla olası görülememektedir.
Ve gelelim, işin içinde eski Cumhurbaşkanlarının…
Başbakanların…
Bakanların…
Milletvekillerinin…
Ve de bürokratların dahil olduğu, lakin halkın bir türlü teveccüh etmediği DP oluşumuna…
Oluşum demeye de dilim varmıyor ya…
Çünkü oluşumdan ziyada oluşamama durumu gibi bir acayip vaziyet söz konusu...
Bahsettiğimiz parti Demokrat partisi.
Bu partinin akil insanları güya müthiş bir iş başarmış gibi yüzde 9 oy alan DYP’yi ve yüzde 5 oy alan ANAP ‘ı yok ederek bu söz konusu DP’yi kurdular.
Siyaset dünyasının bu düşman kardeşlerini engin tecrübeleriyle güya birleştirdiler.
Evet, bitmiş, yaşlanmış DYP’nin kıratını, imajı yerlerde sürünen, ANAP’ın Türkiye haritası üzerine yerleştirip, yaşayan en genç seçmeni bu gün 70 yaşlarında olan, aslı nesli kesilmiş DP den adını alan bir partiyle seçim zaferleri düşlemektedirler.
Hiç kusura bakmasınlar.
Bu Nuh’un gemisiyle 3. Dünya savaşına hazırlanmak gibi bir şey.
Seçimlere yaklaşık 6 ay daha var.
Siyasette bir gün bile çok uzun olduğu halde iddiam odur ki;
AKP bu ahval ve vaziyette 3. Seçim zafer için açık ara öndedir.
CHP, MHP ve BDP yine kutsal muhalefet görevlerine 4 yıl daha devam edeceklerdir.
Kalan diğer partilerimiz de yüksek baraj marifetiyle demokrasinin ölü doğmuş çocukları olarak gönlümüzde yaşayacaklardır